Barselona, Avrupa'da en merak ettiğim şehirlerden biri olarak aklımda hep vardı. Kim gitse, "Avrupa'da daha güzel bir şehir görmedim, bu şehirde yaşanır" yorumları benim merak katsayımı bu yıl içinde daha da artırdı. Üstelik gezme herkesin son günlerde bana tesadüfi bir şekilde Barselona'dan bahsetmesi, "Tüm bunlar bir işaret, artık ne yapıp edip, bir yolunu bulup gitmeliyim" diye ciddi ciddi düşünmeme neden oldu.( Çok zor değil tabi Barselona'ya gitmek ama benim gibi haftanın 6 günü çalışıp yılda sadece 2 hafta izni olan biri için zor.) Bu kararı en ciddi şekilde almamda ise benden bir ay önce Barselona'ya giden arkadaşım Cenk'in ballandıra ballandıra anlatımları ve gitmem için kelimenin tam anlamıyla gaza getirmesiyle oldu.
Aslında bu güzel Katalan şehrine gitme kararımı ilk olarak canım Sibelle birlikte almıştık. Her ne kadar paraları nasıl denkleştireceğimiz konusunda bir fikrimiz olmasa da işlerimizden kaçıp bir gün o acenta senin bu acena enim gezip fiyat aldık. Tam bir tur da karar kılmıştık ki Sibelin ablası Nazan abla 'domuz gribi" endişelerini üzerimize saldı, kardeşi Evren ise "yazın ortasında sieasta var, her yer kapalı olur" yorumlarıyla tüm hevesimizi kaçırdı. Biz de onun yerine Bodrumda Sibelle bir güzel tatil yapmıştık bu yaz.
Bu kez çok kararlıyız
Neyse konumuza dönecek olursak Barselona macerama kardeşim Derya ile çıkmaya karar verdim. Biz Derya ile seyahat etme konusunda pek çok karar alırız. Her yaz benim daha gitme fırsatı bulmadığım Amerika'ya bir plan yaparız. (Çok merak ettiğimden değil ama bu kadar yer görüp ABD'yi görmemek ayıp olmasın diye:)Hatta Brezilya ve Küba seyahati de her sene öyle bir geçer aklımızdan. Her sene de bir sonraki seneye devrederiz. (Bakalım onu ne zaman yapacağız)
Yine Derya ile Amerika'ya gitme kararı aldığımız zamanlardan birinde yeterince paramız ve zamanımız olmadığını anladığımızda hemen Barselona fikrini Derya'nın aklına soktum. (Ne de olsa Barselona hem yakın hem biletler Amerikadan daha ucuz) O önce Roma'ya gitsek daha mı güzel olur, İtalya'yı merak ediyoru mdiye beni yolumdan çıkarmaya çalıştıysa da yemedi. "Kararım karar" deyip onu Roma'dan vazgeçirdim ve rotamızı Barselona'ya çevirdik.
Derya İngiltere'de yaşıyor. 3. sınıf Doktora öğrencisi. Ben Barselona'ya onu ikna ettiğimde "Kalabalık gitsek ne güzel olur" diyerek İngiltere'deki uzaktan akrabalarımız Ebru ve Esrayı da bu planın içine dahil etti. Her ikisi de çok tatlı kızlar. Önce bizimle gelmeye karar verdiler ancak daha sonra istemedikleri nedenlerden ötürü bize katılamadı bızdıklar.
Biletler elimizde, geri dönüş yok
Böylece Barselona maceramız da ilk aşamayı tamamladık. Kesinlikle bu kez gidiyoruz, Deryayla ikimiz gidiyoruz, kimseyi dinlemiyoruz. Plan ise şöyle:Ben önce millerimle aldığım biletle Derya'nın yanına, Londra'ya gidiyorum, Londra'ya. ( Ne de olsa bu yolculuğa birlikte çıkmalıyız. Barselonada buluşmak olmaz. Biizm sehayat ruhumuza aykırı) Sonra ordan birlikte Barselona'ya geçiyoruz. Havacılık sektörünün liberalleştiği İngiltere'de Avrupa bilet fiyatlarının daha ekonomik olmasından dolayı Londra -Barselona biletlerimizi Derya alıyor. Bense otel rezervasyonunu yapıyorum. Başka hiçbir hazırlığımız yok. Yapmaya gerek de yok. Ben doğaçlama olan herşeyi daha çok severim çünkü. Derya 100 pounda bilet işini hallediyor. Burdan olsa THY kişi başı 700 TL altında fiyat vermiyor. Easy jet ile uçuyoruz. Bense internetten venere.com, expedia.com, tripadvisor.com gibi sitelerden yaptığım yoğun araştırmalar sonucunda La Rambla'nın üst caddesindeki bir hostel& apartment ta karar kılıyorum. Fotolar çok güzel görünüyor. Acayip şeker bir dekorasyonu var. Tam bana göre,bembeyaz, minimalizm ve sadeliğin doruklarında. Ben de odası 85 eurodan otel işini hallediyorum. İnanamıyoruzzz. En sonunda kararsızlığımızı yendik, elimizde uçak bileti ve otel rezervasyonumuz. Ver elini Barselona. Artık bizi kimse tutamaz. İlk gün Londraya geçip Deryayla birlikte teyzemde kalacağız. Ertesi sabah ise 7.55 ise Barselona uçuşumuz var. İnanamıyoruz. O gece uyuyamıyoruz. Ertesi sabah da dayak yemiş gibi kalkıp Gatewick havalimanında uçuşa geçiyoruz. Uçtuk bile. Devamı az sonraaaaaaaa